Tokat kebabı bu ülkenin en leziz miraslarından biri.
Közde ağır ağır pişer, sabır ister, emek ister.
Patlıcanı, biberi, etiyle bir ustalık işidir.
Aynı bu şehir gibi…
Sabırlı, üretken ama bir türlü karşılığını alamayan bir şehir.
Geçtiğimiz günlerde Sanko Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu Tokat’a geldi, birkaç cümle kurdu.
Ve biz yine umutlandık.
Ne dedi?
“Tokat’ın sekiz büyük ovası var. Tarım çok güçlü. Gıda sanayisi için biçilmiş kaftan.”
“Ballıca Mağarası’nı tüm Türkiye tanımalı.”
Cümleler yerli yerinde. Laflar doğru.
Ama biz bu cümleleri daha önce de duymuştuk.
Hatırlayan hatırlar: Tokat Milletvekili Hüseyin Gülsün yıllar önce çıktı, benzer laflar etti.
"Tokat gıdada üs olacak", dedi.
"Yerel tarımı sanayiye bağlayacağız", dedi.
“Gençlerimizi burada tutacağız”, dedi.
Peki sonra ne oldu?
Ne tesis kuruldu, ne iş gücü arttı, ne de gençler durdu.
Tokat hâlâ göç veriyor, hâlâ işsizlikte üst sıralarda.
O güzelim domates, biber başka şehirlerin salçasına dönüşüyor.
Üretim Tokat’ta, kazanç başkasında.
Siyasetçiler, patronlar, heyetler...
Her gelen Tokat’a “potansiyelin çok yüksek” deyip gidiyor.
Ama kimse bu potansiyeli gerçeğe dönüştürecek yatırımı, altyapıyı, iradeyi bırakmıyor.
Hepimiz biliyoruz:
Tarım var. Ova var. Ürün var.
Ama bu ürün sanayiye dönüşmedikçe Tokat sadece bir üretim amelesi olur.
Fabrikası olmayan şehir sadece taşır, sadece hamallık eder.
Marka çıkaramaz, katma değer üretemez.
Bir de turizm meselesi var.
Ballıca Mağarası üzerinden bir tanıtım seferberliği önerilmiş.
“Sosyal medya fenomenlerinden gazetecilere, gastronomi şeflerinden seyahat yazarlarına kadar herkesi Tokat’a getirelim” denmiş.
Güzel fikir.
Ama yeter mi?
Turist geldi diyelim. Mağaraya gitti, kebabını yedi, bir selfie attı.
Ondan sonra?
Otelde kaç gece kalacak?
Yerel esnafa kaç lira bırakacak?
Gençler için kaç iş fırsatı doğacak?
Turizm, güçlü bir destek olabilir. Ama ana omurga olamaz.
Tokat’ın kurtuluşu, köze dizilmiş patlıcanda değil, organize sanayi bölgesinde başlar.
Turist gelir geçer.
Ama fabrika yıllarca kalır.
Maaş verir, iş verir, düzen verir.
Çocuğunu burada büyütmek isteyen aileye umut verir.
Tokat artık tatla değil, hayatla anılmak istiyor.
Bu şehir sadece kebabıyla değil, kalkınmasıyla konuşulmak istiyor.
Sadece Ballıca Mağarası’yla değil, sanayi yatırımlarıyla gündeme gelmek istiyor.
Kebabımız şahane, eyvallah.
Ama artık biri çıkıp da bu şehirde gerçekten gelecek kurmak istiyorsa,
ilk önce şu soruyu sormak zorunda:
“Tokat’a yatırım yapmadan hangi genç burada kalır?”
Cevap basit: Hiçbiri.
Çünkü Tokat’ta tat var ama gelecek hâlâ yolda.