Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin tutuklanmasının ardından yerine yapılacak seçimde CHP’li bir ismin görevlendirilmesi gerektiği yönündeki söylemler kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. CHP cephesi, geçmişte benzer durumlarda siyasi nezaket gösterdiklerini, örneğin 1998 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın görevden alınmasının ardından aday çıkarmayarak jest yaptıklarını iddia etti. Ancak arşivler bu iddiayı açıkça yalanlıyor.
1998: CHP Aday Gösterdi, Üstelik En Güçlü İsmini!
Erdoğan’ın başkanlığının düşmesinin ardından 12 Kasım 1998’de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yapılan seçimde CHP, iddiaların aksine geri durmadı. Aksine, 23 oy alan Özkal Yici’yi aday gösterdi. Yici, partinin grup başkanvekili ve dönemin en güçlü isimlerinden biriydi. CHP’nin o dönem mecliste 21 üyesi vardı, Yici 2 oyu da dışarıdan aldı. Yani “jest” yoktu, tam aksine kazanma ihtimali neredeyse sıfır olan bir seçimde bile aday çıkardılar.
2017: Topbaş Gitti, CHP Yine Aday Gösterdi
Benzer bir durum 2017 yılında yaşandı. Kadir Topbaş’ın istifası sonrası İstanbul Belediye Meclisi bir kez daha sandık başına gitti. 309 üyeli mecliste AK Parti Mevlüt Uysal’ı aday gösterdi, CHP ise hiçbir iddiası olmadığı ve seçim AK Partili bir başkanın istifası sonrası yapıldığı halde Ekrem İmamoğlu’nu aday gösterdi. Uysal 179 oy alırken, İmamoğlu 125 oy topladı. CHP'nin “nezaket” hikâyesi burada da çöktü.
Gaziosmanpaşa’da Nezaket Beklemek Gerçekçi Mi?
CHP'nin geçmişi bu kadar açıkken, şimdi AK Parti’den Gaziosmanpaşa’da aday çıkarmamasını istemek samimiyetsizliktir. Siyasi nezaket çağrısı, ancak bu nezaketi geçmişte siz de göstermişseniz karşılık bulur. Oysa CHP, bugüne kadar hiçbir fırsatta bu tavrı göstermemiştir.
Kamuoyunu yanıltmak, geçmişi çarpıtmak ve siyasi manevra yapmak, halkın vicdanında karşılık bulmaz. Gaziosmanpaşa’da yapılacak meclis seçimi siyasi gerçeklik ve teamüller çerçevesinde şekillenmelidir, hayali anlatılarla değil.