Burası Altınoluk… Deniz, güneş, zeytin… Ve bir gazeteci: İbrahim Şahin.
İstanbul Pendik’teki ofisinden "derece" terfi alarak Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi’ne transfer olan Şahin, yaz aylarını serin sular eşliğinde geçiriyor. Ama sakın tatil sanmayın!
Dizler ıslak, kafa serin, fikirler berrak... Çalışmalar tam gaz devam ediyor.
Şahin’in yeni ofisi alışılmışın dışında: derenin tam ortasına kurulmuş bir masa, doğa kamuflajı desenli plastik sandalyeler, kırmızı ekose örtü, bir laptop ve bir bardak çay.
Bu masa başında ne yapılıyor dersiniz? Elbette memleket meseleleri çözülüyor, yazılar yazılıyor, manşetler atılıyor…
Belki biraz dedikodu da yapılıyor ama suyun şırıltısı sağ olsun, sansür doğal.
İstanbul’un boğucu ofislerinden sıyrılıp doğanın kucağında haber yazan Şahin, mahalle sakinlerinin de dikkatini çekti.
Önce şaşırdılar, sonra alıştılar.
Bir mahalleli şöyle dedi:
“Biz burada ayak suya sokardık, o memleketin nabzını tutuyor.”
Bu yeni tarz kısa sürede efsaneleşti.
Altınoluk’un serin derelerinde başlayan bu “dere gazeteciliği”, Pendik Belediyesi’nin bile radarına takıldı.
Pendik Belediyesi Basın Birimi’nin hayal ürünü ama kulağa güzel gelen açıklaması şöyle olabilir:
“Gazetecimiz doğaya açılmış... Altınoluk’ta serin sularda sıcak haber takibi!”
İbrahim Şahin’in doğa içi ofisi, klasik ofis anlayışına adeta meydan okuyor.
Masraf yok, kira yok, klima doğal. Sadece biraz su geçirmezlik gerekiyor.
Ama asıl mesaj şu:
“Habercilik masa başında değil, mesele masayı nereye kurduğundur.”
Yer: Altınoluk. Mahalle sınırlarında ama fikirler sınırsız.
Şahin bu işe romantik değil, realist yaklaşıyor. Net konuşuyor:
“Ayaklar suyun içinde olabilir ama Türkiye’nin gündemi hâlâ sırtımda. Dere akar, haber durmaz.”
Altınoluk artık sadece yazlıkçıları değil, “su üstünde gazetecilik” akımını da ağırlıyor.
Belki de yakında Pendik Belediyesi yeni bir proje başlatır:
“İlçemiz sınırlarında uygun dere bulunursa, doğa dostu haber masaları kurulacaktır.”
Şaka bir yana, gazetecilik zor ve ciddi bir meslek.
Gündemi takip etmek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek, gerçeğin peşinden gitmek… kolay değil.
Ve evet — gazetecilik gerçekten her yerde yapılabilir.
Bir ofiste, bir meydanda ya da serin bir derenin ortasında...
Yeter ki yazacak sözün, anlatacak gerçeğin olsun.