Bir millet düşünün… 2300 yıl boyunca nice imparatorluklar kurmuş, nice zorluklardan geçmiş, Adriyatik’ten Çin’e kadar uzanan uçsuz bucaksız topraklarda iz bırakmış. İşte o milletin temsilcileri, geçmişin mirasını bugünün birliğine taşıyarak aynı sofrada buluştu. Bazen bir kahvaltı sadece bir kahvaltı değildir. Hele ki o sofrada; devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış, aşiret reislerinden rektörlere, akademisyenlerden iş insanlarına kadar bu milletin belleğinde yer etmiş insanlar varsa, o buluşma bir “tarihi duruş” haline gelir. Bu anlamlı programa, Siatarak Bilişim sahibi ve şehidimiz Sinan Ateş’in kadim dostu Erdal Yılmaz ev sahipliği yaptı. Ankara’da gerçekleşen bu buluşma; geçmişe vefa, bugüne sahip çıkma ve geleceğe dair umutların yeşerdiği bir birlik mesajı gibiydi. Sofrada kimler yoktu ki… Önceki Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, yaklaşık 52 bin korucuyu temsil eden 500 bin kişilik büyük bir aşiretin reisi Hazım Babat, Asidaş Yönetim Kurulu Başkanı Arif Koyuncu, eski Samsun Valisi İbrahim Şahin, akademisyen Prof. Dr. Ahmet Bilgi, yazar Bülent Gündüzkanat ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Av. Süleyman Kaya... Yalın ama güçlü cümlelerle konuşuldu o masada. Kimse hamasete sığınmadı, herkes devletin ve milletin geleceğine dair görüşlerini açık yüreklilikle dile getirdi. Her söz bir bilinç, her selam bir sorumluluktu. Ve o sofrada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü yankılandı adeta: “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bu söz, sadece bir temenni değil; bir kararlılığın ifadesi olarak, herkesin yüreğinde yeniden yankı buldu. İşte o yüzden bu buluşma, bir kahvaltıdan fazlasıydı. Bir duruştu, bir mesajdı, bir hatırlatmaydı: “Biz buradayız, dün vardık, bugün de varız ve yarınlarda da olacağız.”